26 Ağustos 2014 Salı

Bal ve Kaymak

“Bir gün bile bana sevgilim demedin hep içine attın Nerde bir güzel görsen ona baktın beni ağlattın”
Bal ve Kaymak. Birde yanında gevrek simit !
Simit hakkında yazılacak çok şey varda ben Bal ve Kaymağın uyumunu anlatacağım.Aslında bal ve kaymak olan ama bir türlü farkına varamayan 2 kişiyi..
Kız ve Erkeğin yolları olmadık bir yerde kesişir.
Erkek kibirli gururlu bi o kadarda yakışıklı ancak düşünceli; gizemli. Kız güzel, heyecanlı , küllerinden yeni doğmuş. Eğleceli ama bir o kadarda yaralı.
Hikayemiz böyle başlamış. Aslında hikayeyi başlatan bizim kızımız olmuş.
Kızımız zoru seviyormuş. Erkeğin kurlarına ne hikmetse kapalı olan kalbi karşılık vermiş.Karşı koyamamış.Unuttuğu duygular canlanıvermiş, Aşkın büyüsüne kapılmış ,Öyle bir kapılmış ki Yeni bir karakter yaratmış kendinde. Kendinden farklı bir kız oluvermiş. Yaptıkları ile düşünceleri arasında tezatlıklar oluşmuş. Bir şeyleri akışına bırakmış..
Aslında birbirlerine Şans denen şeyi verselermiş geçmişteki tüm yaralar kapanırmış. Kız o şansı vermişte erkeğimiz kızı sonradan pekte sallamamış. Çünkü istediğini zaten almış. Ballı kaymak olurlarmış da.. Olmamış işte..
Aslında çok fazla ortak noktaları varmış.Aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri sevmek aynı şeylerden zevk almak bir yana aynı şeyi istiyorlarmış.
Aralarındaki uyumu gören ne hikmetse sadece bizim kızımızmış.Çünkü erkeğimiz o kadar körmüşki. O kadar düz mantık ne istediğini bilen ama istediğini dile getiremeyen getirmekten korkan öyle bir tipmiş.Az birazda çocuk ruhluymuş.Umursamaz ve kendinden eminmiş. Kartlarını açık oynadığı için içide pek bi rahatmış. Herkezi kendi gibi sanırmış. Ve kızımız ne yaptıysa adamın gözlerini bir türlü açamamış. Çünkü adam buna asla izin vermemiş. Kızımızı kendi eksenine bir cm bile yaklaştırmamış.
Kızımız geçmişe bir sünger çekmiş elbet ama gel gelelim esas erkeğimiz bir türlü sıyrılamamış.
Ne istediğini biliyormuş bilmesine ama kıza bir adım bir türlü atamamış.
Atmamış.
Atmak istememiş. Bal ve kaymak olmak yerine bal kaymak ve yanında gevrek simidi tercih etmiş hep.
Duvarlarını çekmiş kızın önüne. Kızımız yorulmuş. Vazgeçmiş ESAS kız olmaktan.
Kendini çekse bir türlü, erkeğimize depar atsa bir türlü. Ne yapacağını şaşırmış ve o duvarı aşmak için olmadık saçmalıklar yapmış. Yaptığı saçmalıklar o kadar büyük ve onur kırıcıymış ki kendi onurunu kendi ayaklar altına almış..
Sonra bi durmuş ve düşünmüş. Kulaklarına tanıdık bir ses gelmiş.”sen asla ESAS KIZ OLAMAZSIN” İrkilmiş. Geçmişten gelen o sesin Hakkı varmış..
Zaten yorgun olan kızımız pes etmiş.
Küsmüş.
Küsmüş küsmesinde tavşan dağa küsmüş dağın haberi bile olmamış bu durumdan.
Bal’danda nefret etmiş Kaymaktanda.. Erkeğimizi gevrek simitleri ile başbaşa bırakmış.
Sabır taşı çatlamış Kapatmış yine kalbini, erkeğimizin üzerini çizivermiş bir kalemde. İçi acıasada yapmış hiç istemeyerek.
Erkeğimiz pek oralı olamamış tabi. O kadar alışıkmış ki susamlı gevrek simitlere. Kızın gittiğinin farkına bile varamamış.
Çünkü kızımız onun göüznde zaten yokmuş..
Ya Bal olursun Ya da Kaymak.
Ballı kaymak olmak için önce geçmişten sıyrılmak, kendine , karşındakine şans vermek gerekir. Bu hikayede kız geçmişten sıyrılıp yeninden açmış kalbini erkeğe. Erkek ise kalbini açmaktan ziyade Çin settinden hallice örmüş o aşılmaz duvarları. Kızın gördüğünü göremeyecek kadar körmüş. Ve başlamadan bitmiş.
Kızımız üzülmüş ama çabuk toparlanmış.Bir hataydı demiş geçmiş..
Bir akşam İş çıkışı başladığı gibi bitsin demiş Bir kadeh Anoson ile mühürlemiş erkeği geçmişine. Kapatmış tüm kapıları.
Bir şarkı söylemiş içinden.. "Gözleri senden uzaktı farkedilmez bir tuzaktı.. Sana böylesi yasaktı.. Yapma dedim yaptın gönül.."
Dile gelmiş kalbi. Kendine bile söyleyemediklerini döküvermiş kağıda. “Biz ikimiz Ballı Kaymak gibiydik aslında. Görebilseydin ; keşke bei tanısaydın.. Tanısaydın eğer çok severdin"..”
Alıntıdır.

22 Ağustos 2014 Cuma

Seviyorsan GİT KONUŞ BENCE

Sinirlenmeyeceğim diyorum.. Sana ne oluyor diyorum.. Kendi kendimi telkin etmeye çalışıyorum ama, Etrafta kaşınan hemcinslerimi kaşımamak için zor tutuyorum kendimi.
Biliyorum ağzımın ayarı yok. Sinirlendiğimde lafı sağlam yerine koyuyorum karşımdaki kaldıramıyor ama.. Bu sefer susmak zorunda olmak ne kötü !
Çünkü Susmalıyım !
Çünkü beni ilgilendirmiyor !
Bir hatun düşünün. Birine sürekli yazıyor ve siz ister istemez hatunu takibe alıyorsunuz. Çünkü gözünüze batıyor. Adam ne yapsa ne paylaşsa zart altına yorum. Ya hu banane evet ama !
Herkez yazsın ama o yazmasın !
Deli oluyorum ! her seferinde altında çarşaf gibi ismini görmekten fenalık geldi!
Bak bacım öle yapıp dikkat çekene kadar açıl adama sende rahat et bende edeyim. Yani bir gün tüm gemileri yakıp “bacım hayırdır”diye yorumunun altında bir yorum görürsen koşarak uzaklaşıp kendini imha etmeni öneririm. Çünkü dünyanın öteki tarafınada kaçsan seni bulmak gibi bir potansiyele sahibim. Ha bulunca ne yapacağım konusunda çok değişik fantazilerim var mesela. Buradan açıklarsam yüzyılın korku filmine en iyi senaryo oscar adayı olurum! Net !
Gami tribe girme canım deme bana.
Tribe girmiyorum beni ilgilendirmiyor belki ama .. Hayır canım ilgilendiriyor ! Sinir oluyorum ortalık yerde ona buna yavşayan hatunlara. Yavşamanında bir adabı var be !
Ben bir adamdan hoşlansam öyle paylaştığı herşeye yorum yapmam.
Yapıpta diğer hatunların şimşeklerini üzerime çekmem. Adama gider direk söylerim. Ne öle yeni nesil ergen gibi . Çekici olacağım sevimli olacağım diye itici olmanın ne alemi var ?
Kim kime nasıl yorum yaparsa yapar. Alan memnun satan memnun eyvallah.
Zinhar kıskançlık değil bu. Benim yapamadığım yapmaya kendime yakıştıramadığım yorum yazacağım zaman bile 40 kere düşünüp yazdığım üstelik çekinerek yazdığım şeyleri bazı hemcinslerim büyük bir rahatlıkla yazıyor ya ha işte ona ayar oluyorum. Kadınız ve durumu anlarız.
Yani biliyor ve durumun farkına varıyoruz.
Ve inan o yorum yaptığın kişide bu durumun farkında !
Sana tavsiyem;
Bırakalım bu ayaklarıda sadede gelelim !
Seviyorsan GİT KONUŞ BENCE !

Geçmiş Zaman Olur ki... :)

Aşk tesadüfleri sever diye diye zamanın filmi ile tavladı çocuğu. Evet.
Çalıştığım kurumda biri vardı.Bundan çok zaman önceydi. Bir eğitimde kesişmişti yollarımız. Ukela kendini beğenmiş değişik bi tipti. Böyle tipler dikkatimi çektiğinden ilk başta bayağı bi uyuz olmuştum bu adama. Kahve molasında yanıma gelip bizimle birlikte çalıştığını bizim işlerimizi yaptığını felan bahsedip kafamı ütülemişti. Devam eden günlerde katımıza gelip pis pis sırıtıp ortak bir projede uzun süre beraber çalışmıştık. Kedi ve köpek misali sürekli birbirimizi alt etme çabasına girip inceden yazılmalar başlamıştı.
Esmere yakındı. Top sakalı vardı ve uzun boyluydu.
Doğu kökenli ve gerçekten çok yakışıklıydı.
Hafta sonları çalışma olduğu zamanlarda işe gelip gelmediğimi kontrol etmek için mail atardı. Cevap aldığında ise üşenmeden bana çay getirir, Katta bulunan herkezin dikkatini çekerdi. O mesaide olup ben çıktığımda sms atar çıktığım için tribe girerdi. Kurumun bir eğlencesinde tüm gece beni kesip camların ardından beni izlemişti. Sosyal medyadan mesaj atıp 5 saat mesajlaştığımız olmuştu. Toplantıya girdiğimizde konudan uzaklaşır onu izlerdim. Sürekli tembel olduğumu söyleyip beni delirtirdi ama hoşumada giderdi. Sırtıma çatal soktuğunda bile kızmamıştım ona. Adamın gözlerine bakmaya tırsar olmuştum çünkü o kadar etkileyici bakışları vardı ki..
Ama ne yazıkki bundan öteye gidemedi.
Onca cilveleşme onca kur uçtu gitti. Ne yazıkki bir çok şey havada kaldı. Yarım kaldı. Çünkü ozamanlar yarım kalmalıydı.. Ne içinde bulunduğum durum buna müsaitti nede gereksiz yere kaçamak bir gönül ilişkisine girebilmek için metebolizmam buna uygun değildi. O da bunun farkına vardı tabi. Açıkça durumu söylemek zorunda kaldım. Adam niyeti bayağı bozmuştu.
Bu adam ayrıldı bizden. Askere gitti. Sonra tekrar işe başladı vs vs..
Tabi eskisi gibi olmadık biz. Resmiyet çerçevesinde iş ilişkimiz devam etti. Hani öyle bir resmiyet ki dışarda birbirimizi gördüğümüzde birbirimizi gördüğümüzü fark ettiğimizi birbirimize gösterir ama zinhar selamlaşmazdık. Uzun zaman önce ayrıldı yine bizden ve Şu an farklı bir kurumda çalışıyor.
1 yıl öncede o da diğerleri gibi evlendi.
Kendi tarzı gibi çok cici ve tatlı bir bayanla. Allah mesut etsin etmesinede.. Hatun adamı Aşk tesadüfleri sever filmi ile tavladı. Bende ağzı açık sosyal medyadan izledim.
Şimdi bu yazıyı niye yazıyorum.
Bana olmadığına üzüldüğün tek şey ne diye sorarsan aha işte bu adam derim. Dün kahve molasında bahçede kafamı kaldırıp 4.katın terasına bakınca aklıma geldi. Oradan beni kestiği zaman canlandı birden .Aklımın bir ucunda kalmış anlayacağın. Sosyal medyada ekli değil bende tabi. Çok uzun zaman önce silmiştim. Yerime gelince baktım kapalı olan profiline. Her zamanki yakışıklığı ile ilişki durumu bilmem kim ile evli olarak gözüküyordu.
Kaçırılan fırsatlar gün gelir insana kendini olmadık bi yerde hatırlatırmış.
Çünkü arada sırada eski raporlarda adı geçtiği zaman bile kendimi bi tuhaf hissetmiyor değilim. Zaman zaman keşke dediğim tek adamdı. Güzel günlerdi. Başlamadan biten bişeydi. Ama çokta eğlenceliydi.
Kısmetten öteye geçilmiyor tabi.
Yazılmamış ve yaşanmamış bişey için yorumada gerek yok elbet ama..
Yahu BİR SEFER ÖPEYDİM BARE ne olurdu sanki !

19 Ağustos 2014 Salı

ANNEM !!!

Daha alo değişimden annem bişeylerin yolunda gitmediğini anlıyor olsa gerekki başlıyor nasihata; “ bu gençlik bir daha gelmez kızım, saçma sapan şeyleri takma kafana, bak yeni toparlandın zaten kimsenin seni üzmesine izin verme. Tamam ispanya’yamı gidiyorsun, amerikayamı nerede mutlu olursan oraya git. Ama yeterki sıkma canını..”
Anneler biliyor. Gerçekten biliyor. Anlıyor hissediyor bazı şeyleri. O koyu karanlık günlerde anneme sarılıp ağlamıştım. Saçımı okşamıştı. Geçecek demişti. O da benimle ağlamıştı. Yeşil gözleri kan çanağına döndüğünde annemi üzdüğüm için daha çok ağlamıştım.
Annem !
17 yaşında babamla evlenmiş ilk çocuğunu 78 de doktor hatası yüzünden kaybedip sigaraya başlamış. Kaybettiği bebek erkekmiş. Muhtemelen adı Ali Rıza olacaktı. O kadar çok çocuk istiyorlarmış ki 80 yılında isteyerek beni yapmışlar. O zaman ultrason yok tabi. Kız erkek farketmiyor. Ve ben doğmuşum. Babamın ilk kızı, evin tek kızı . İlk torun olmasamda 3 evde büyütmüşler beni. 3 evin terbiyesini almışım. Şımardıkça şımarmışım. Arsız yaramaz bir çocukluk geçirmiş her istediğimi yaptırtmış anneme kök söktürtmüşüm. Babamın yurt dışından getirdiği tüm oyuncaklar erkek oyuncağıymış. Çünkü asla bir bebekle oynamamış olan bebeklerin saçlarını kesip gözlerini tükenmeyen kalem ile çizermişim.
Yarış arabalarım gazoz kapaklarım ve birde babamın anlattığı kurt ile kuzunun hikayesidir hep aklımda kalan.
Annem!
O kadar çok çekmişki benden.. Yediğim dayağın haddi hesabı olmamış.. Haliyle arsız bir çocuk olup çıkmışım. Benden sonra tekrar niyetlenip bir çocuk daha istemişler..7 aylıkken düşük olmuş. Bu da erkekmiş.. 84 de ise çok alakasız bir dönemde Kız kardeşim olmuş… Öyle çok kıskanmışım ki onu.. Boğmaya kalkmış, Bıçakla doğramaya çalışmış ve hatta balkondan atmaya bile çalışmışım. Benden çok çektiği için beni çok şımarttıkları için Annem” bu sefer bu çocuğa kimse ellemeyecek benim disiplinimde büyüyecek “demiş ve.. Benim tam tersim bir kız olmuş kardeşim.
Sessiz, sedasız.. Sulugöz..
Annem !
Yokluk günlerini en iyi ört bas eden Annem’di! Babamın işsiz kalmış olmasını hiç belli etmeyen Her bayramda bir bileziğini bizim için bozdurup bize ama sadece bize bayramlık alan Annem !
Her ne kadar çocuk olsamda yokluk günlerini ve annemin bizim için yaptığı fedakarlıkları hiç unutmayan bir ergenlik geçirdim. Birgün beni karşısına alıp genç kızlığa nasıl adım atacağımı, ( regli nin ne olduğunu anlattı ) okuldaki diğer erkeklerle nasıl mesafe koymam gerektiğini detaylıca anlatmıştı. Yani artık sokakta mahallenin erkekleri ile futbol oynamamam gerektiğinden bahsetmişti.
Ve mahallenin çocuklarını dövmememi !
Ve birgün bir erkek arkadaş edinirsem ilk önce ona söylememi asla yalan konuşmamamı tembihleyip ortaokula götürmüştü beni.
Ve ilk erkek arkadaşımı edinip annemin bana söylediğini yapıp " anneeeee ben biri ile çıkıyorummmm" dediğimde kıyameti kopartıp bacaklarımı kırmakla tehdit eden annem !
Annem !
Gençkızlık dönemlerimdeki hiçbir flörtümü beğenmeyen her seferinde “bula bula bunumu buldun” diye çemkiren annem. Her erkek arkadaşım için bitmek bilmeyen bir listesi vardı. Sanki evleneceğim ya” 5 metre kordon 12 burma bilezik” Annem haklıydı. Hepsi salak ve sümsüktü.. Çocukluk aklı işte..
Annem !
Eski Nişanlımı oğlu gibi sevsede benim bir türlü sevemediğim ayrıldığım zaman 3 ay benimle konuşmayan inatçı annem.
Annem !
Babamın vefatı ile sudan çıkmış balığa dönen, 35 yıllık bir evliliğin böyle bitmesini hazmedemeyen annem.
Birgün bana evlilik kararı aldığını söylediğinde saygı duyduğum “yalnızlık başka bişey kızım.. anlatamam.. siz birgün evlenip gidersiniz ben hiçbirinizin yanına sığamam” diyip boğazıma düğümlerin oluşmasına sebep olan o sözlerle 2.evliliğini yapan Annem.!
Annem !
Gözü kulağı üzerimizde. 34 yaşında olsamda onun 17 lik genç kızıyım halen. Ne zaman canım yansa ilk önce onun hissettiğini biliyorum. Ne zaman ağlama krizlerine girsem ilk önce onun ağladığını biliyorum. 32 yaşında yaşadığım o derin travvada yanımda olup saçımı okşadığında ; anlattığımda beni öldüreceğini düşündüğüm ama gayet Anne gibi davranıp beni teselli eden Annem !
Annem !
Her fırsatta evlenmem gerektiğini belirtip bir torun istediğini söyleyen, ben yok dedikçede gözleri dolan.. Benim için üzülen Annem ! Halenn akıllanmadığımı gören, deli damarlı kızını en iyi anlayan Annem.
Yalnızlığın ne olduğunu bana anlatırken aslında benim herkezden daha yalnız olduğumu bilen, yerdeğirmenlerine karşı nasıl mücadele verdiğimi bilen, üzerimden duasını asla eksik etmeyen Canım Annem !
Sana uygun bir damat bulamadım Anne. Biliyorum.. Süperman yok ama.. Ya birgün clark Kent’e rastlarsam ?

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Evvetttt !!!!

Evvettt..
Bütün eski sevgililerimi evlendirip yuva sahibi yaptığıma göre artık huzura erebilirim.
Böyle bişey var.
Kime elimi atsam benden sonra hayatının aşkını bulup evlendi. “aaa o mu asla evlenmez ooo valla bakkk” dediğim istisnasız herkez yuvasını kurdu. Hatta içlerinde ilk evliliğinden sonra evlenmeyi zinhar düşünmeyip 2.evliliğini bile yapanlar oldu.
Ulan Öküz!
Madem evlenecektin benimle niye evlenmedin ! be hey zındık ? Diye içten içe fesatlanmıyorda değilim hani.
Benim neyim eksik diye düşündüm.
Her bişeyim tam çok şükürde Anneminde dediği gibi salağım.Net !
Karşımdaki adama öyle içten sevgi yumağı oluveriyorum ki adam ömrü hayatında görmediği ilgiyi benden görünce sapıtıyor. Ürküyor. Şaşkaloza dönüyor. Ya umursamıyormuş gibi davranıyor ki genelde umursamıyor ya da öküze bağlıyor.
Yeni bir ilişkiye başladığımda “Bu sefer ilgi milgi göstermicem, uğraşsın dursun !” diyorum. “ ya özgür tabi istediğini yapabilir. Ben öyle kıskanç biri değilimdir. Gece çıkabilir kız arkadaşları ile görüşebilir. yani bu yaştan sonra ne duygusallığı " diyorum, Hoopp adam hemen eywallah güzelim böyle devam edelim moduna hemen giriveriyor.
Lan !
Ben öyle demek istemedim !
Neden beni yanlış anlıyorsun !
Değişik bi mekanizmaları var. İstediğini verirsin yinede ne istediğini bir türlü anlatamaz. Sonra bi bakmışsın senin eline su dökemeyecek birini koluna takmış geçer karşına.
Bu erkek türü nasıl bir tür anlam veremiyorum.
Biz kadınların anlaşılmaz olduğunu savunan her fırsatta yüzümüze vuran bu tür.. Aslında gerçekten ne istediğini bilmeyen bi tür.
Sevgimi istiyonuz ? Al hayatım bak sana sevgi ! Sevgi manyağı yaparım seni ?
Annenize benzeyen bir kadın mı istiyorsunuz ? onu bi geç.. Çünkü biz ne yaparsak yapalım tek rakibimiz olan annenizin eline asla su bile dökemeyiz.
Hem zaten hiç bir kayınvalide gelinini sevmez. Çok değerli oğullarını asla bir kadınla paylaşamaz.
Çocuklarınızın anası, Mutfağınızın ahçısı, evinizin hanımı, yatağınızın aşiftesi.. ?? E oda var.. !
Ahçıyım, Ev hanımıyım, kariyerliyim, e cilveliyim, çocukta yaparım kariyerimede devam ederim ??
Ömür boyu sadık kalma garantiside veriyorum.
Yani bu saydığım tüm kombinler varda.. Daha allahtan belanızı isteyip başka kadınla evlenmek neden ?
Hadi evleniyorsun.. 2 sene sonra bu değilmiş aradığım diye boşanmak neden ? Hadi boşanıyorsun sudan çıkmış balığa dönüp şeyi elinde ortalıkta dolanmak neden ? Hadi dolandın durdun geldin beni buldun.. Sonra gidip başkası ile yeninden evlenmek neden ?
Salakmısınız ?
Ya da benden ne istiyorsunuz ?
Yıllar önce bir erkek arkadaşım yine benden ayrıldıktan sonra evlenmişti. Sanırım şimdi çocuğu var ve boşanmak üzere. Geçenlerde sosyal medya üzerinden yazışırken bana dediki
“hayatımın hatasını senden ayrılmakla yaptım. Şimdiki aklım olsa seni asla bırakmazdım”
Gülermisin ağlarmısın ? Sen beni bırakmazdın belki ama ben seni kesin bırakırdım o ayrı ! Bu da boşanma sonrası arayışa girme sendromuna yakalanmak istemeyen eskileri kurcalayıp acaba beni yine mutlu edermi ? kafasını yaşayan bi tür. Okunan bi kitap bir daha okunur mu ?
Evet, Tüm eski sevgililerimi mutlu ettim.
Gurur duymuyorum bununla ama ya hu birinizde beni mutlu edeydiniz ? Artık hayatıma kimseyi almıyorum.
Çünkü biliyorum o da benden sonra gidip evlenecek bir şıllıkla. Ben ; kariyerim, ahçılığım ev hanımlığım bu 3 lü kombin ile yine depresyona gireceğim.
Gelecekteki sevgilime not: “ bana bak be hey zındık ! ayrıldıktan sonra evleneceksen o nikahı basar salonu kafana yıkarım . o na göre !

15 Ağustos 2014 Cuma

Birinin Kadını Olmak İstiyor Canım !

Başka hiç kimse tarafından dokunulmamak, konuşulmamak, bakılmamak hatta!
Biraz korunmak, biraz şımarmak...
Bir kaç çeşit yemek yapmak, Bagdat caddesinde sıkı sıkı elini tutmak, belki film izlemek ama mutlaka çekirdek çitlemek, bi yerlerde çay içmek, Pazar sabahı kahvaltısı etmek uzun uzun, sahilde yürüyüş yapmak gibi küçük ama zor heveslerim var!
Neden mi?
Herkesin eli tutulmaz,
herkesle film seyredilmez,
herkesle çekirdek çitlenmez,
herkesin kadını olunmaz da o yüzden!
İçinden gelmeli...
Hücrelerine kadar hissetmeli, dna"larına kadar bilmeli insan! Düşünerek emin olunmaz, bir anda ya olunur ya olunmaz. Bir de şu yakın geçmiş duvarları olmasa, kafa da hiç karışmaz ya, olsun! Oysa bazen tek bir söze ya da bir bakışa yıkılır bütün duvarlar...
Kek yapmayı da öğrenmek lazım aslında bi ara!
Sabahları uyandığımda günaydın sevgilim mesajları görmek istiyorum telefonumda. Gün içinde özlediğim birisi olsun istiyorum. Özlemek istiyorum birini. Çok özlersem dayanamayıp gidip sarılmak istiyorum. Dayanamamak istiyorum!
Çalışırken, düşünmek istiyorum sonra onu! Aklımda olduğu için gülümsemek istiyorum ara ara... Gülümsediğim için daha çok çalışmak...
Birini sevmek istiyorum; hiç kimseyi sevmediğim gibi, biri sevsin istiyorum beni, hiç sevilmediğim gibi...
Biri o kadar çok sevsin ki beni, hatalarımı da sevsin istiyorum! O kadar çok sevsin ki; hata yapmaktan ödüm kopsun!
Kıskansın istiyorum biri beni! Sorsun istiyorum neredesin diye, Hımm kim aradı bakayım diye! Ben sormam ama, korkmasın. O sorsun!
Biliyo musun ne oldu? ile başlayan heyecanlı cümlelerimin sonuna kadar tahammül etsin istiyorum biri bana. Mutlaka ipe sapa gelmez bir şey olmuştur ama dinlesin sonuna kadar. Ya bi yavru kedi macerası ya da işte ona benzer bir şeyler olmuştur. Ben de her seferinde sanki bahçeyi kazmışımda hazine bulmuşum gibi heyecanla ve öneminin üzerine basa basa anlatırım ya, dinlesin işte. Ya, evet, çok mühim bir şeyler olmuş falan desin bi de sonunda...
Şimdi ben istesem Bagdat caddesinde birinin elini tutup gezemem mi? İstesem benimle birlikte çekirdek çitleyip aynı anda film seyretmeyi de başarabilecek birini bulamam mı bi arasam? Şimdi ben yalnız olmak istemesem, yalnız olur ve bunları da yazıyor olurmuydum?
Hiç sanmam!
Birinin elini tutmakla, birinin elini, sıkı sıkı tutmak arasında çok fark var! Ya tutarsın ya da tutmazsın ya da, tutmuş gibi yaparsın işte.
Ben yapmam! Bunu zaten bilirsin. Kimin elini tutacağını yani. Deneyerek bulmazsın. Sadece bilirsin.
Bilmek!
Açıklaması yok.
Ve ben elini sıkı sıkı tutmayacağımı bildiğim hiç kimseyle Bagdat caddesine gitmeyeceğim!
Heyecanla ve özene bezene olmadıktan sonra kimseye yemek yapmayacağım!
Repliklerin bir anlamı yoksa, kimseyle film seyretmeyeceğim.
Zaten çekirdeği unutsun bile, asla olmaz!
Birinin kadını olmak istiyor canım; biraz korunmak, biraz şımarmak...
Çekirdek mutlaka olsun!

14 Ağustos 2014 Perşembe

Beyler ; Bir Bakar mısınız ?

Bir kadının en büyük düşmanı diğer bir kadın dır derim hep.
Erkek arkadaşımızla bir ortama gireceğiz. Ne bileyim bir yemek bir davet bir parti.. 1 hafta öncesinden ne giyeceğimizden tutunda ağdamıza kadar hepsini hazırlarız kafamızda. Dolabımızda bir yığın kıyafet olmasına rağmen giyecek bişey bulamayıp alışverişe veririz kendimizi. O gün gelip çattığında sabahtan kuaföre gidip tüm gün hazırlanırız. Yarım saatte bir arayan erkek arkadaşımıza 5 dk ya çıkıyorum yarım saatte bir neden arıyosun diyede söyleniriz. Adamı ağaç ederiz.
Erkeğimiz bizi gördüğünde waaaowww harika olmuşsun diyecek diye…
Yalana bak yalana !
Konu erkeğe güzel görünmek değil.
Konu ortamdaki diğer kadınlara ezici bir üstünlük sağlamak ! “Bak yanımdaki adam benim bu şahane kadının , ona göre aşık at benimle “ demek ! Karşımızdaki hemcinsimizin aklına “ hatun kapmış cillop gibi çocuğu” dedirtmek. Onu orta yerinden çatlatmak aslında amacımız.
Kızlar eğri oturalım doğru yazalım şimdi. Hepimiz yaparız bunu. Birbirimize iltifat ederiz ama en güzel biz olmak isteriz. Yanımızdaki adamda yazık benim için süslenmiş der kabardıkça kabarır. Dünyadan haberi olmaz.
Ortama girdiğimizde radarları açarız. Şöyle etraftaki diğer “bizim deyimimiz ile şıllık ları” bi süzeriz.
Ne giymiş.
Saçı nasıl ?
O ayakkabı o elbsiye uymuşmu ?
Saçının renginden taktığı küpeye, İçine giydiği iç çamaşırından içki kadehini tutuşuna kadar yer bitiririz. Suratımızda hafiften bir gülümseme ile keser dururuz diğer kadınları. Tabi onlarda bizi.
Gece boyu tanıştığımız tüm bayanlara gereksiz iltifatta yaparız . Halbuki içimizden “kıçıma benziyorsun hayatım “der yüzüne”canım harika görünüyorsun”deriz.
Erkeğimizi kesen bir kadın gördükmü.. ha işte o tehlikeli bir kadındır. Kendine fazlası ile güvenen bir şıllıktır bizim için. Ne yapar ne eder kadının dikkatini üzerimize çekeriz. Ha bunu yaparken erkeği kullanırız . Erkeğimiz bunun farkına varmaz tabi ona kur yaptığımızı sanar ama İşin aslı ona kur yapan kadına uyarıdır bur. “bana bak hatun, baktığın ve son gördüğün adam bu !” uyarısıdır.
Bizler erkeğimizi her türlü korur kollarız.
Şahsen gizli ahtopot kollarım ve radar gibi gözlerim olduğundan kim kime nasıl bakar nasıl kur yapar anlıyorum. Yanımdaki adamın ruhu bile duymadan o hatunu ortamdan tek bir bakışla uzaklaştırabiliyorum. Şimdi beyler; Anladınız mı sizinle bir yere çıkacakken neden o kadar bakımlı ve güzel oluyoruz. ? Ortamdaki yeni tanıştığımız kadınlara kibarlık abidesi gibi davranıyoruz.
Anlayabildiniz mi Sizi 10 dk önce kesen bir kadının neden birden ortalıktan kaybolduğunu ?

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Smokin Giymiş Ayı

Bir insana damatlık bu kadar mı yakışmaz..
Ciddi söylüyorum.
Evet, geçtiğimiz günlerde evlenen eski sevgilimin düğün fotoğraflarını gördüm.
Ergen olan Gelin kızımızın heyecanı malum. Online arabadan indi, arabaya bindi.. Masaya oturdu masadan kalktı. İmzayı attı ayağına bastı cüzdanı aldı adamı tapuladı. İnsan düğün gününde o heyecan ve hengamenin içinde yer bildirimi yapmayı ya da instagram'a resim yüklemeyi nasıl düşünebiliyor bilmiyorum ama yaş ergen olunca demekki böyle oluyor. Bir ara "Halvete giriyoruz biz" diye bir tweet atacak diye düşündüm ama beni hayal kırıklığına uğrattı. Ergen gelinimiz halinden pek mutlu, orayı bi geçelim. Kızımızın aklı biraz noksan olduğundan paşamız da ki eksiklikleri henüz göremiyor malum.
Bacım üzgünüm ama dışı süslü için tam bir ayı olan biri ile evlendin. cicim ayı bittiğinde yaşın şöyle 30 lara yaklaştığında ben bu ayı ile nasıl hayatımı karattım anneciiiimm diye atacağın tweetide göreceğim.
gelelim smokin giymiş ayı'mıza.
efenim;
Adamda az biraz heyecan olur. Bir sırıtma yapıştırmış suratına.. Pişmiş kelle gibi sırıtıyor.
Resimlerin birinde bizim ayı bildiğin çifte telli oynuyordu. küçükken mahallemize gelen ayı oynatıcıları vardı hani. Burnuna halka takılan ayıları tef ile oynatırlardı. Ha işte aynen öyle bir görüntü vardı. Vay dedim.. Aşk adama çifte tellide oynatır smokin de giydirir. ! ama para, adamı böyle şekilsizleştirirmiş !
Benim tarafımdan olaya bakınca böyle tabi. Nede olsa eski sevgilim. Ciğerini bildiğim adam.Ancak resimlerdeki adam ne yazık ki o değil. Şu durumda ergen gelin kızımıza sabırlar diliyorum. Malum bir ayı kış uykusuna yattımı uyanması zaman alıyor.bunu beslemesi var tüy dökmesi var.. acayip para yer mesela. Bakımı zordur. Ona tavsiyem burnundaki halkayı çıkartmasın sakın. Olgunluk döneminde tek eş ile ne yazık ki yetinmez . Sağa sola saldırır maazallah !
Uzun lafın kısası. Yeni evli çiftimize mutluluklar dileyelim dilemesinede.. bu hikayenin sonunu merak etmiyor da değilim.
Beni elbette ilgilendirmiyor adama zerre hissettiğim bir duygu yok ama..
Ya hu O smokin ne alla aşkına yaaa !
Bir smokin birine bu kadar mı yakışmaz !