26 Ağustos 2014 Salı

Bal ve Kaymak

“Bir gün bile bana sevgilim demedin hep içine attın Nerde bir güzel görsen ona baktın beni ağlattın”
Bal ve Kaymak. Birde yanında gevrek simit !
Simit hakkında yazılacak çok şey varda ben Bal ve Kaymağın uyumunu anlatacağım.Aslında bal ve kaymak olan ama bir türlü farkına varamayan 2 kişiyi..
Kız ve Erkeğin yolları olmadık bir yerde kesişir.
Erkek kibirli gururlu bi o kadarda yakışıklı ancak düşünceli; gizemli. Kız güzel, heyecanlı , küllerinden yeni doğmuş. Eğleceli ama bir o kadarda yaralı.
Hikayemiz böyle başlamış. Aslında hikayeyi başlatan bizim kızımız olmuş.
Kızımız zoru seviyormuş. Erkeğin kurlarına ne hikmetse kapalı olan kalbi karşılık vermiş.Karşı koyamamış.Unuttuğu duygular canlanıvermiş, Aşkın büyüsüne kapılmış ,Öyle bir kapılmış ki Yeni bir karakter yaratmış kendinde. Kendinden farklı bir kız oluvermiş. Yaptıkları ile düşünceleri arasında tezatlıklar oluşmuş. Bir şeyleri akışına bırakmış..
Aslında birbirlerine Şans denen şeyi verselermiş geçmişteki tüm yaralar kapanırmış. Kız o şansı vermişte erkeğimiz kızı sonradan pekte sallamamış. Çünkü istediğini zaten almış. Ballı kaymak olurlarmış da.. Olmamış işte..
Aslında çok fazla ortak noktaları varmış.Aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri sevmek aynı şeylerden zevk almak bir yana aynı şeyi istiyorlarmış.
Aralarındaki uyumu gören ne hikmetse sadece bizim kızımızmış.Çünkü erkeğimiz o kadar körmüşki. O kadar düz mantık ne istediğini bilen ama istediğini dile getiremeyen getirmekten korkan öyle bir tipmiş.Az birazda çocuk ruhluymuş.Umursamaz ve kendinden eminmiş. Kartlarını açık oynadığı için içide pek bi rahatmış. Herkezi kendi gibi sanırmış. Ve kızımız ne yaptıysa adamın gözlerini bir türlü açamamış. Çünkü adam buna asla izin vermemiş. Kızımızı kendi eksenine bir cm bile yaklaştırmamış.
Kızımız geçmişe bir sünger çekmiş elbet ama gel gelelim esas erkeğimiz bir türlü sıyrılamamış.
Ne istediğini biliyormuş bilmesine ama kıza bir adım bir türlü atamamış.
Atmamış.
Atmak istememiş. Bal ve kaymak olmak yerine bal kaymak ve yanında gevrek simidi tercih etmiş hep.
Duvarlarını çekmiş kızın önüne. Kızımız yorulmuş. Vazgeçmiş ESAS kız olmaktan.
Kendini çekse bir türlü, erkeğimize depar atsa bir türlü. Ne yapacağını şaşırmış ve o duvarı aşmak için olmadık saçmalıklar yapmış. Yaptığı saçmalıklar o kadar büyük ve onur kırıcıymış ki kendi onurunu kendi ayaklar altına almış..
Sonra bi durmuş ve düşünmüş. Kulaklarına tanıdık bir ses gelmiş.”sen asla ESAS KIZ OLAMAZSIN” İrkilmiş. Geçmişten gelen o sesin Hakkı varmış..
Zaten yorgun olan kızımız pes etmiş.
Küsmüş.
Küsmüş küsmesinde tavşan dağa küsmüş dağın haberi bile olmamış bu durumdan.
Bal’danda nefret etmiş Kaymaktanda.. Erkeğimizi gevrek simitleri ile başbaşa bırakmış.
Sabır taşı çatlamış Kapatmış yine kalbini, erkeğimizin üzerini çizivermiş bir kalemde. İçi acıasada yapmış hiç istemeyerek.
Erkeğimiz pek oralı olamamış tabi. O kadar alışıkmış ki susamlı gevrek simitlere. Kızın gittiğinin farkına bile varamamış.
Çünkü kızımız onun göüznde zaten yokmuş..
Ya Bal olursun Ya da Kaymak.
Ballı kaymak olmak için önce geçmişten sıyrılmak, kendine , karşındakine şans vermek gerekir. Bu hikayede kız geçmişten sıyrılıp yeninden açmış kalbini erkeğe. Erkek ise kalbini açmaktan ziyade Çin settinden hallice örmüş o aşılmaz duvarları. Kızın gördüğünü göremeyecek kadar körmüş. Ve başlamadan bitmiş.
Kızımız üzülmüş ama çabuk toparlanmış.Bir hataydı demiş geçmiş..
Bir akşam İş çıkışı başladığı gibi bitsin demiş Bir kadeh Anoson ile mühürlemiş erkeği geçmişine. Kapatmış tüm kapıları.
Bir şarkı söylemiş içinden.. "Gözleri senden uzaktı farkedilmez bir tuzaktı.. Sana böylesi yasaktı.. Yapma dedim yaptın gönül.."
Dile gelmiş kalbi. Kendine bile söyleyemediklerini döküvermiş kağıda. “Biz ikimiz Ballı Kaymak gibiydik aslında. Görebilseydin ; keşke bei tanısaydın.. Tanısaydın eğer çok severdin"..”
Alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder